Tüm gerçekliğin, kişinin beyninde oluştuğunu, gözlemci olarak siz bulunmadığınızda tüm varoluş olasılıklarının birbiri üzerinde dalga formunada mevcut olup sizin seçimlerinize göre maddi olarak varolduğunu ortaya koyan kuantum teorisinin heyecan verici bulgularının henüz başımı döndürdüğü ilk zamanlarda, rahmetli dedemin hac ziyaretinden hatıra olarak getirmiş olduğu stereoskopik 3d slayt görüntüleyicisiyle uğraşırken bir anda adeta dümur olmama yol açan bir anımı paylaşacağım sizinle.
İşte yine böyle hayranlık içersinde slayt gösterici ile 3D fotoğraflar arasında dönüp durduğum, resimlerin herbirinin tek tek farklı planlarına baktığım, bir o gözümü bir bu gözümü kapatıp etkisini gözlemlediğim bir gün, yüksek bir balkondan aşağıdaki insan kalabalığına doğru bakan Suudi karakterin olduğu bir resme bakarken dondum kaldım. (Aynı resmi bulmama olanak yok, ancak size bir fikir vermesi için aşağıdaki gibi bir mekan tahayyül edin.)
Şimdi ben de 2 numara miyopum ya, 1 metreden yakın nesneleri gözlüksüz gayet net görebilirken, uzaklaştıkça nesneleri bulanık görüyorum. Bu resimde de kameranın belki en fazla 1 metre önünde beyaz entarisiyle bir Suudi eleman ve balkon demirleri, metrelerce uzakta ise apartmanlar ve insanlar bulunmaktaydı.
Miyop olan gözlerimle uyumlu şekilde gözlüksüz olarak ön plandaki adamı net görürken uzak plandaki nesneleri bulanık görüyordum. Diğer fotoğraflar çoğunlukla yakın ya da büyük nesneler içerdiğinden onlarda fark etmemiştim, ancak bu resimde bariz şekilde uzaktaki insanları seçemiyordum. Hem uzak, hem küçüktüler. Gözlüğü takıp baktığımda dehşet içinde fotoğrafın uzak planlarının da hiç görmediğim kadar netleştiğini farkettim.
Elimde Epson'un dia da tarayabilen bir tarayıcısı vardı. Hemen diayı tarayıp fotoğrafın büyük haline baktım. Tüm planlar hakikaten kristal netliğindeydi. Ancak bu nasıl olabilirdi?
Şöyle düşünün:
Dia gözünüzden 5-6 cm uzakta uzakta duruyor. Bildiğin düzlem. Uzak planlar da, yakın planlar da aslında 5 cm uzaktaydı. Hakikatte bir mesafe farkı yoktu. İmaj üzerinde de tüm planlar net. Zaten gözlük takmamla netleşiyor, ama gözlüksüz baktığımda sanki gerçek üç boyutlu mekana bakarcasına ön planı net, arka planı bulanık görüyordum.
Neler döndüğünü aklı saran, (ya da anladığını sanan) arkadaşlar bana gülmesin: Bir an için ciddi ciddi, "Göz rahatsızlıkları da gerçekte yok da, bu etkiyi de yoksa beyin mi oluşturuyor?" diye düşündüm.
Kuantum diliyle, "Miyop, hipermetrop ve astiğmat, tüm dereceleriyle birbiri üzerinde dalga fonksiyonu olarak Kuantum süperpozisyonunda titreşirken ben nihai gözlemci olarak resme baktığımda miyop olarak görüyordum. Hipermetrop biri bakınca uzağı net yakını bulanık görecekti. Öyle birşey değil elbet, ama ben de az gülmedim sonra.
Sizler de gözlerinizde bir kırma kusuru varsa, bugünkü Google VR gözlüklerinde de bu durumu gözlemleyebilirsiniz. Gerçi pikseller çok büyüdüğü için algılanmayabilir, ancak kuantum miyopisinden etkilenmemek için her türlü sanal gerçeklik gözlüğünü kullanırken gözlüğünüzü takmalısınız. :D 3D Sinemalarda bile.
Sizce böyle birşey neden oluyor olabilir? Büyüsü bozulmasın diye şimdilik sadece bu fenomeni sizinle paylaşmakla yetineceğim. Yorumlamaktan çekinmeyin.
Hocam sanırım cihazlardaki merceklerin odak çaplarının oranlarıyla alakalı bir durum bence. size 5 mt ötedeki normal boyutlardaki bir nesneyi gördüğünüz izlenimini veren cihaz aslında 5mm lik bir alanı merceklerle gözünüzün arkasındaki hücrelere yansıtmaya çalışıyor. ama her halükarda görüntü göz merceğinizden geçiyor. merceğinizin değiştirdiği normal oranı yakalamak içinse yine gözlük merceğine ihtiyacınız var. çünkü aslında oluşan görüntü aynalardaki gibi zahiri. bu büyütüp küçültme yakınlık uzaklık hissi hep mercek oranlarına bağlı.
YanıtlaSilbir aynaya bir kaç santimetreden bakıyor olsanız da, eğer miyopsanız karşı duvardaki tabloyu aynanın içinden bulanık olarak görürsünüz. bu işler yansıma, kırılma, odaklanma oranlarına bağlı. göz merceğinizin yakına veya uzağa odaklanma oranları göz kaslarınınızın kabileyetine bağlı. yakındaki ve uzaktaki nesneye baktığınızdaki çarpanlar değişiyor ve diğer merceklerle senkronize bir işlemin sonucu düşüyor gözünüzün arkasındaki görme hücrelerine. buradaki merceklerden birini kırıcılığının değişmesi totalde çarpan olarak tüm denklemin sonucunu değiştirmiş oluyor. göçrüntü gözünüzün arka duvarına dağınık veya net gelmiş oluyor.
bir de steryoskopik görüntülerle ilgili çoğumuzun farketmediği bir detay var. bu görüntüler bildiğiniz gibi sahnenin paralel iki ayrı kamerayla aynı anda yakalanması sayesinde elde ediliyor. daha sonra iki gözümüze ayrı ayrı yansıtılan bu görüntüler steryoskopik algıyı derinleştirmek ve hissedilebilirliğini arttırmak için genelde iki gözümüzün arasındaki 5-6 santim mesafeyle sadık kalınarak değilde birbirinden uzak iki gözümüz varmış gibi yansıltılıyor. bu durumda nesneler büyük cisimlerin projeksyonları olsalar dahi sanki bir maketi inceliyormuşsunuz hissini verebiliyor.yani sanal görüntülerde sadece nesnelerin size olan uzaklığı ile değil gözler arası mesafe ile de oynanıyor gerektiğinde.